romeoemin Admin
Mesaj Sayısı : 478 Nerden : mezardan İş/Hobiler : kalp-kırıcı Lakap : Aragon-pc Kayıt tarihi : 10/07/08
| Konu: sana aşığım... Ptsi Tem. 14, 2008 11:36 am | |
| Önce gözlerinden başlamalı anlatmaya. Halen baktığımda beni sana âşık eden o kimliği belirsiz etkisini koruyan gözlerin& Gülsen de, ağlasan da beni çarpan etkisini devam ettiriyor, karşı koyulmaz anlamını dayatıyor yüreğime. İşte böyle anlarda üst üste tazeleniyor duygularım, yüreğim bayram yeri oluyor. Yüzünün bütününe bakmaya takatim yok desem, inanmazsın, biliyorum. Ama hatırlasana, yanındayken vücudumdan çekilen gücün bıraktığı halsizlik ve tansiyondaki ani düşme tamda yüzüne daldığım anın az sonrası değimliydi?
İşte o yüze vuruldum ben. Henüz ilk bakışta gördüğüme ve o görüşte yaşadıklarımı açıklayacak bir roman, şiir ya da öyküye rast gelmedim. O kadar aşk şiiri, roman ve denemesi yolculuğum oldu kitaplar arasında, hiçbirinin anlattığı sevgili sen değildin, sana varmıyordu&
Bu yüzdendir sana Zin&im derim. Çünkü orda Zin&e karşı Mem&in duyguları anlatılmaz. O duygular fedakârlıkta, yaşananların renginde gizlidir. O yaşananları yaşatacak şeyin ne olduğu ise bize, anlayış ve duygu dünyamızın büyüklüğüne bırakılmıştır. İşte Mem benim aşkımın dolaylı anlatımı olabiliyor ancak. Düşün ki, destanlarla başladım anlatmaya, bir arpa boyu yol alamadım aşkın tarifine adanmış bu yolda!
Gecelerde yuvalanmış, karanlıklarda mevzilenmiş bir aşkın, aydınlığa koşuşudur bizimkisi. Konuşmadan geçirilmiş zamanların uzunluğu şahidimizdir ki; kavrulacak kadar yandı yüreğimiz ve aşkın kaç mertebesi varsa; ayrılıklardan ve acılardan uzak, şükür kapılarına dayanacak kadar yükseldik hiç durmadan. Şimdi ise o kapının açılmasını bekliyoruz. Tüm dualar içimizde gizli, Allaha karşı mahcup beklemekteyiz hak edeceklerimizi. Çok değil, geçmiş kadar sürmeyecek şimdiki zaman beklentisi&
Yaradılışın sesi var seni sevişimde Tanrının kendini insana en yakın etmesi Bir zaman ve mekân sınırlarını aşış Ve bir kaçış fanilikten&
Tarihi belirsiz, geçmişi yok Gelecekse; daha gelmemişken anlamsız. Bak yıkılıyor tüm kurallar Sana gelişin görkemi dudaklarımda Tanrı biliyor ki; ilk sözüm ismin olacak.
Evet, başlıyor zaman;
Kısa kesilmiş saçların Ve dudakların üzerinde gülümseyen &ben& Gülüyorsun, tıpkı benim yanaklarım Elimi uzatmak geliyor içimden Okşamalı, dokunmalı diyorum Susuyor dilim, duruyor kalbim Aciz, perişan ve kimliksizim artık
Kimliksiz, çünkü bir siliniş başlıyor o an Yeni bir şeyin keşfinde yüreğim Beynime ilk emri; &unut her şeyi&
Sen sıfırlanmış bir hayatın ilkisin işte Kıskanç bir zamanın başlatıcısı Yakıcı bir bakışın avcısısın. İlk gözümü açtığımda gördüğüm yüz İlk gözlerde aktığım yaşam denizi Ve sen ilk değişimsin canlılığın ürpertisinde Sessiz ve korkakça atılmış bir adım!
İşte böyle oldu; yeni bir zamanı yaratışımız Kader defterini yırtıp atışımız O kadar insan vardı oracıkta Tek bir göz bile fark etmedi bizi Tek bir kulak duymadı sesimizi&
Hâlbuki ne bağırmıştım Napolyon dehasını aşan bir taktikle Vurmuştum, savaşmıştım kendimle. Tam vazgeçecekken karar vermiştim
Artık vakti geldi, söylenmeli her şey Bir dudağın anlatmaya cesaret etmediği iştir; Sana aşığım demek Ve ben tüm kudretimle vurup sırtına Haykırıyorum; | |
|